Bizim gibilerin hayatında güzellikler, kısa süren aydınlıklardır. Bizim gibiler, başkalarının yaşantılarına kısa bir süre için girerler. Uşak rolünde sahneye çıkarlar. Kötü bir yaşantı, fakat iyi bir oyun.
Bir kitabı özetlemek , incelemek ne kadar zor ? sorulsa , aklıma gelebilecek ilk yazar ve kitaplardan biridir Oğuz Atay Tehlikeli Oyunlar . Alışılmışın dışında , roman tekniğinden uzak, kuraldışı bir teknikle yazılmış bir eser. Romanlarında devrik cümleler kurmayı seven Oğuz Atay, paragraf boyutuna uzanan uzun cümleler kurmayı seven bir anlatıma sahip.Bu nedenle sık sık anlatım bozukluklarına da düşen Oğuz Atay’ın bu romanı bilinç akışı tekniğine dayalı, daldan dala, fikirden fikre atlayan bir üslup ve anlatımla yazılmış.
Kitabın bazı bölümlerinde kafamın çok karıştığını belli etmek isterim. Belki de yazar bunu bile isteye yapmıştır. Toz konduramıyorum. Romanda karakterin monologları çok fazla . Umutsuz ve karamsar, aynı zamanda esprili Hikmet’in iç dünyasını okumak bende çok güzel duygular uyandırdı. Uyandırmakla kalmayıp, yeni duygulara kapı açtı. Kafasındaki Albay Hüsamettin ile konuşmaları belki de dünyaya haykıramadıklarıydı. Hikmet Benol , belki de Oğuz Atay’ın bir yansımasıdır. Kim bilir ?
Sevgili Atay’ın hızlı geçişleriyle aklım bulanıp kitaba odaklanmakta zorlandıysam da bu kitabı sevmeme engel olan bir sebep değildi. Anlaşılan yazar bizim aklımızla yeni oyunlar peşindeydi. Hikmet’e biraz rahat verip, bize yönelmişti belki de . Anlamlı sözleri ufkumu açtı. Ne güzel yazmışsın Oğuz Atay ! dedim çokça içimden . Cümlelerin altını çizmekten yoruldum . Yazarın ruhuna rahmet diliyorum. Okunması önerilebilecek kitaplardan birisi olarak rafımda yerini aldı . Teşekkürler Oğuz Atay !
Turgut ve Selim karakterleri çevresinde gelişen olaylar üzerinden sevgili yazar bir çeşit kendini ifade etmeye, anlaşılmaya çalışmış. Her yazar aslında anlaşılmak istemez mi, bunca yazdıkları bu amaç için değil midir?
Turgut, hayata tutunamayan arkadaşı Selim'in hayatından kopup gitmesi ile psikolojik sorunlar yaşıyor hatta bir süre arkadaşının ölümüne inanamıyor. Turgut, çok sevdiği arkadaşı Selim'in ölümüne dair bilgiler toplamaya çalışırken karşısına çıkan karakterlerle kendi hayal dünyasında konuşmalar yaparak, okuyucusuyla derin bir içsel yolculuğa çıkıyor.
Hayata dair ne varsa hepsi bu kitabın sayfalarında. Öylece bir çırpıda okuyup kolayca biten bir kitap da değil aslında... Zamana yaya yaya tadına vara vara keyfini çıkara çıkara okunabilecekler arasında.
Gel seninle bir kez daha ağlayalım diyordu Oğuz Atay, Yaşanmışlara, yaşanmamışlara, bir de hiç yaşanmayacaklara...