ben insanlara yaşamak için ümit, kuvvet ve neşe veren yazılardan hoşlanırım. İnsanları yuğunmuş mutfak paçavrasına çeviren ve yeise düşüren yazılardan hoşlanmam. Tam bir ferah içinde yaşamıyorken bir de karanlık ve kötü şeylerden bahsederse bize.. Onları okursak... Bu insanları bir havana koyup ezmeye benzer. Halbuki insanların içinde bir umut olmalı, yaşama umudu...
Kitap Adı : Mendil Altında Sayfa Sayısı : 245 Yazar: Memduh Şevket Esendal
''İçindekiler'' bölümünden sonra, kitabın ilk iki sayfası İstanbul doğumlu Memduh Şevket Esendal'ın hayatıyla ilgili temel bilgileri içeren biyografisine ayrılmış. Kendi kendine Fransızca, Farsça ve Rusça öğrenmesiyle dikkatimi çeken yazarımız müfettiş, büyükelçi ve milletvekilliği görevlerinin yanı sıra edebiyat alanında üstün başarılar sergilemiş; Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu'nca da okullara tavsiye edilen anı, mektup, hikaye ve roman tarzında birçok esere imza atmıştır.
Kitabımızda yer alan hikayeleri henüz okumadan önce M. Sunullah Arısoy'un ''Edebiyatçılarımız Konuşuyor'' başlığıyla 1953 yılında Varlık Yayınları Cep Kitapları 73. sayı sayfa 5 ile 15 arasında Memduh Şevket Esendal'la yaptığı röportaj karşılıyor bizi. Bu röportajla birlikte Memduh Şevketi biraz daha yakından tanıyor bütün sorulara titizlikle verdiği yanıtlara, mütevazi kişiliğine, zarif nüktelerle süslediği keskin zekasına bire bir şahit oluyoruz.
''Nasıl yazarsınız?'' Diye sorunca Sunullah Arısoy
''İşte, oturur yazarım. Gecesi gündüzü belli olmaz. Ne zaman olsa yazarım'' diyerek cevap veriyor.
Bir başka soruyla ise bugünkü edebiyat hakkındaki düşüncelerini öğrenmek istiyor.
''Hiç hüküm veremem'' diyerek söze başlıyor ve devam ediyor.
''Söyleyeceklerim tam olarak doğru olmasa da ben insanlara yaşamak için ümit, kuvvet ve neşe veren yazılardan hoşlanırım. İnsanları yuğunmuş mutfak paçavrasına çeviren ve yeise düşüren yazılardan hoşlanmam. Tam bir ferah içinde yaşamıyorken bir de karanlık ve kötü şeylerden bahsederse bize.. Onları okursak... Bu insanları bir havana koyup ezmeye benzer. Halbuki insanların içinde bir umut olmalı, yaşama umudu... Neşe vermeli insanlara okudukları. Ancak dediğim gibi söylediklerim tam olarak doğru olmayabilir. Çünkü insan bazen yeis veren şeyleri de terennüm eder, arzular.
Kitaba adını veren mendil altında öyküsü de dahil olmak üzere toplamda yirmi beş tane hikaye var. Her birinin konusu birbirinden farklı olsa da anlatım tarzı genel olarak günlük konuşma diliyle yazılmış, doğal, akıcı, bolca samimi diyalog içeriyor. Öyle güzel anlatmış ki yazarımız karakterler içimizden biri gibi, ya bir komşu ya bir arkadaş, annemiz, babamız, çocuğumuz, kardeşimiz, hiç yabancılık çekmiyoruz okurken.
Kitabın oldukça faydalı bulduğum ve sevdiğim özelliklerinden biri de anlamını bilmediğimiz sözcükler için son birkaç sayfaya açıklamalar bölümü eklenmiş olması.
Edebiyata karşı ilk alaka sizde nasıl oluştu diye sorulduğunda bütün mütevazılığıyla
''vallahi beyefendi, edebiyata karşı bende hiç alaka uyanmadı'' diye cevap veren, edebiyatın bir iş olduğunu ve kendisinin bu işle hiç meşgul olmadığını, usulünü kaidesini doğru dürüst beceremediğini ama hoşlandığını, edebiyattan çok hoşlandığını belirten Memduh Şevket Esendal'ın bütün eserlerinde kaleminin nasıl da edebi bir hazla, aşkla, heyecanla ve severek yazdığını görüyoruz.
Kitap İçinde Yer Alan Hikayeler
Avni Hurufi Efendi, El malının tasası, İki ziyaret, Rüya nasıl çıktı, Ana baba, Şair tavafı, Haşmet Gülkokan, Keleş, Hasta, Gevenli Hacı, Mendil altında, Feminist, Düğün, Müdürün züğürdü, Karga yavrusu, Kızımız, Gül hanımın annesi, Sinema, Kaçırdık mı, Kuvvetli hükümet, Saide, Dursun Hacı, Celile, İhtiyarlık, Hayat ne tatlı