Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul... ~ Hüznün bütün koşulları hazır Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan
Artık düşündüğüm hiçbir senaryonun mümkün olmadığını anlıyorum. Aradan o kadar zaman geçti, sen aynı sen misin Ben aynı ben miyim Çiçek bile aynı çiçek değil ki Osman, ben gerçekten istemiyorum.
Tanrım, artık bir ateist olduğum için beni bağışla, ama Nietzsche'yi okudun mu Ne kitap! Ulu Tanrım, sana karşı dürüst olacağım. Bir teklifte bulunacağım sana. Benden büyük bir yazar yarat kiliseye döneyim.
Şunu esas olarak kabul etmeliyiz ki insanların hemen ekserisi yalnız kendilerini düşünürler. Dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir.
Geçen gece bütün vidalarımı itinayla söküp kendimi açtım. Anatomik olarak kimseden bir farkım yokmuş, ben de insanmışım. Bunu görmek büyük bir hayal kırıklığı yaşamama neden oldu, ben ayrılmak istiyorum Osman.
Minarede ölü var! diye bir acı salâ... Er kişi niyetine saf saf namaz... Ne alâ! Böyledir de ölüme kimse inanmaz hâlâ! Ne tabutu taşıyan, ne de toprağı kazan...
Kalbin benim olsun diyorum, çünkü mukadder... Cismin sana yetmez mi Çabuk kalbini sök, ver! Yoktur öte âlemde de kurtulmaya bir yer! Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...
~ Ama biliyorsun nihayet ben de insanım Umutsuzluğa düştüğüm anlar oluyor Hiç gelmeyeceksin sanıyorum O zaman kurşun gibi bir korku saplaniyor kalbime Katran gibi bir yalnızlıktır sarıyor içimi Yalnızlığımdan utanıyorum ~