Mehmet, 1990 yılında dünyaya gelmiş, çocukluğundan beri motosiklet tutkunu bir gençti. Ailesi, maddi imkansızlıklar nedeniyle ona motosiklet almayı reddetmişti. Ancak Mehmet, hayalini gerçekleştirmek için çok çalıştı, üniversite okudu ama iş bulamadı. İşsizlikle boğuşurken, ailesinin kaybı onu derinden sarstı. Artık tek başınaydı ve hayalini gerçekleştirmek için elindeki üç kuruş parayı biriktirmeye çalışıyordu.
Zamanla, motosiklet fiyatları artmaya devam etti. Kredi çekmeyi düşündü ama ödeyecek durumu yoktu. 20'li yaşlarının sonlarına yaklaşırken, Mehmet bir karar aldı: Ne olursa olsun o motoru alacaktı. Ailesinden kalan eski arabasını sattı ve sonunda küçük bir motosiklet aldı. Ancak bu, onun tutkusunu daha da artırdı. Yüksek silindirli, güçlü bir motor almak istiyordu ama fiyatlar sürekli yükseliyordu.
Mehmet, elindeki küçük motoru satmaya çalıştı ama düşük fiyatlar karşısında hayalindeki motora ulaşmak imkansız görünüyordu. Sonunda, hayalindeki güçlü motoru almak için tüm mal varlığını satıp borçlandı. Eski işine geri döndü ama aldığı maaş motorun taksitine gidiyordu. Borçları birikmeye başladı, hatta motorun vergisini bile borçla ödüyordu.
Bir akşam, motorunu sürmek için yola çıktı. Hızla ilerlerken, tüm dertlerini unuttu. Ancak, geri dönmek istemediği için mahallesine doğru sürdü. Oraya vardığında, son bir kez turladı. Dönüş yolunda, karşıdan gelen bir araba onu görmedi ve çarpıştılar. Arka taraftan gelen başka bir araç da kazaya karıştı. Toprak yol çökmüş, araçlar kaymaya başlamıştı.
Mehmet, hayalini gerçekleştirmişti ama bu tutku ona mal oldu. Motosiklet kazasında hayatını kaybetti. Onu görmeyen diğer araç sürücüleri ceza almadan serbest kaldı. Hayat, Mehmet’in yokluğunda normal seyrinde devam etti. İş yeri sahibi, onun yerine yeni akrabalarını alarak yoluna devam etti. Mehmet’in hikayesi burada sona erdi; bir tutku, bir hayal, ama en acı sonla…