İbrahim Çalhanoğlu 1990'da doğdu. Ailenin evladının en küçüğü olan İbrahim'in edebiyata büyük bir merakı vardı. İşte hikaye burada başladı.İbrahim Çalhanoğlu, 1990 yılında bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğundan beri edebiyata olan merakı, onu sayfalar arasında kaybolmaya ve kelimelerle oynamaya yönlendirmişti. Ailesi, onun bu tutkusunu pek desteklemese de, zaman zaman ona kitap alarak ya da yazdığı denemeleri dinleyerek destek olmaya çalıştılar. İbrahim, hayalindeki kitabı yazma arzusuyla dolup taşıyordu.
Sonunda, 200 sayfalık ilk kitabını çıkarmayı başardı. Bu eser, okuyucular arasında büyük bir ilgi gördü ve İbrahim, kısa sürede sevilen bir şair haline geldi. Hayallerine ulaşmanın mutluluğunu yaşarken, bir yandan da ekonomik sıkıntılarla boğuşmak zorunda kalıyordu. İbrahim, bu zorluklar içinde aile sahibi olma isteğinden vazgeçti; çünkü önceliği edebiyatıydı.
İbrahim, ardı ardına iki yeni şiir kitabı daha çıkardı. Her biri, edebi yeteneğini ve duygu derinliğini gözler önüne seriyordu. Ancak, bu başarıların gölgesinde, bir şiirinin içeriği nedeniyle başı belaya girdi. Hükümet, İbrahim’i halkı yanlış bilgilendirmek ve hakaret etmekle suçladı. İbrahim, suçlamaları reddetse de, adaletin terazisi ona acımasızca işledi ve cezaevine girmekten kurtulamadı.
2020 yılında cezaevine giren İbrahim, burada geçirdiği süre zarfında yazmaya devam etti. Son kitabını çıkardıktan sonra, 2025’in Ocak ayında hapishanede çıkan yangın sonucu hayatını kaybetti. Bu trajik olay, hayranlarını derin bir üzüntüye boğdu. İbrahim, sadece bir şair değil, aynı zamanda bir düşünce özgürlüğü simgesiydi.
Hayranları, onun halka hakaret ettiğine ve yanlış içerik paylaştığına inanmadılar. Ailesi ise, İbrahim’in masumiyetine sonuna kadar inanıyordu. O şiir, onun içeri girmesine sebep olmuştu; fakat İbrahim’in gerçek suçu, cesurca düşüncelerini ifade etmekti. Artık her şey bitmişti; Şair İbrahim, bu dünyadan göçüp gitmişti. Ancak eserleri ve düşünceleri, onun anısını yaşatmaya devam edecekti.