Doğu`daki son Cenevizlilerden, antika tüccarı Baldassare Embriaco, 1665 yılı sonlarında, soyunun yüzyıllardır yaşadığı Lübnan`dan yollara düşer. Ertesi yıl, İncil`e göre "Canavar`ın Yılı"dır. Kimilerine göre düpedüz Mahşer: Kan, ateş, yıkım ve her şeyin sonu... Zamanın sonu! Dünyayı ve Baldassare`yi kurtarabilecek tek şeyse Yüzüncü Ad`dır. Kimselerin görmediği bir yazma kitap ve kitapta açınlandığı söylenen bir ad: Allah`ın, Kuran`da anılan doksan dokuz adının, sıradan ölümlere bildirilmemiş olan yüzücüsü... Tanrı`nın gizli ve yüce adı... Yüzüncü Ad`ın peşinden önce İstanbul`a uğrar Baldassare`nin yolu; oradan İzmir`e, Sakız`a, Cenova`ya, Amsterdam`a, sonra da Londra`ya. Konya`da vebanın kıyımına, İzmir`de Sabetay Sevi`nin şaşırtıcı başkaldırısına, İngiltere`de büyük Londra yangınına tanık olur. Korku, şaşkınlık, düşkırıklığı, umut ve aldanma, menzil taşlarıdır bu uzun yolun. Bir de en beklenmedik anda yolcunun karşısına dikiliveren aşk. Sevincin, mutluluğun tek kaynağı aşk!..