Alain Bosquet, Yaşar Kemal ile 1957`de bir Amerikan dergisi için söyleşi yapmak amacıyla tanışmıştı. Tanışmakla yetinmedi, Yaşar Kemal`i yakından tanıdı. 1984`e gelindiğinde, artık yakın dost olduğu Yaşar Kemal`in "kendini anlatması" fikri gelişti aralarında. Yazışmalarla yürüyen bu büyük söyleşi 1989`da tamamlandı. Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor`da Yaşar Kemal masalsı öğelerle bezenmiş çocukluğundan Anadolu topraklarının tarihine, demokrasisi kesintiye uğrayan bir ülkede yazar, birey, insan olmaktan kendi acılarına dek, kendini ülkesiyle, insanlarıyla, beslendiği kaynaklarla birlikte evrensel yazarı dünya yazarları ve edebiyat hakkındaki görüşlerini de çekindemeden, açık seçik dile getiriyor. "Nobel Jürisi`ne açık mektup: Oyunuzu Yaşar Kemal`e verin. Bugün size, neslinin ve çağının en büyük yazarlarından saydığım bir romancıdan söz edeceğim. Kuşkum yok ki ileride bir Thomas Mann, bir Nikos Kazancakis ya da bir Sinclair Lewis`le birlikte anılacaktır. Öylesine güçlü, öylesine inandırıcıb" -Alain Bosquet, Le Quotidien de Paris