Turgut ve Selim karakterleri çevresinde gelişen olaylar üzerinden sevgili yazar bir çeşit kendini ifade etmeye, anlaşılmaya çalışmış. Her yazar aslında anlaşılmak istemez mi, bunca yazdıkları bu amaç için değil midir?
Turgut, hayata tutunamayan arkadaşı Selim'in hayatından kopup gitmesi ile psikolojik sorunlar yaşıyor hatta bir süre arkadaşının ölümüne inanamıyor. Turgut, çok sevdiği arkadaşı Selim'in ölümüne dair bilgiler toplamaya çalışırken karşısına çıkan karakterlerle kendi hayal dünyasında konuşmalar yaparak, okuyucusuyla derin bir içsel yolculuğa çıkıyor.
Hayata dair ne varsa hepsi bu kitabın sayfalarında. Öylece bir çırpıda okuyup kolayca biten bir kitap da değil aslında... Zamana yaya yaya tadına vara vara keyfini çıkara çıkara okunabilecekler arasında.
Gel seninle bir kez daha ağlayalım diyordu Oğuz Atay, Yaşanmışlara, yaşanmamışlara, bir de hiç yaşanmayacaklara...