Şankara, M.S. 8. yüzyılın başında yaşamış büyük Hint düşünürüdür. Veda metinlerine dayanan Hinduizm’in düşüncedeki doruk noktasıdır.
Şankara, Veda’ların sonu ya da sonucu anlamına gelen ve temelinde başat Upanişad’lardan oluşan Vedanta sistemini, özellikle Upanişad’lara ve Brahmasutra’lara yaptığı dev Tefsir’lerle aşılmamış bir yetkinliğe eriştirmiştir. Şankara’nın geliştirdiği düşünce çizgisi Advaita-Vedanta diye nitelendirilmektedir: İkili-Olmayan Vedanta. Bu çizgi, Vedanta geleneğine uygun olarak Kendi (Atman) ile Mutlağın (Brahman) özdeşliğini, çoğu kez diyalog biçimini alan sıkı bir felsefî soruşturma aracılığıyla öne sürmekte ve savunmaktadır.
Bu kitap, Şankara’nın Türkçe’ye ilk kez kazandırılan kimi temel metinlerinin ışığında, Şankara’nın – dolayısıyla Hinduist düşüncenin – kalbine bir yolculuk.
Burada sorunsallaştırılan, çağdaş Batı felsefesinin de merkezinde bulunan öznellik, buna bağlanan ego-dünya, ego-beden ilişkisi ve bunların uzantısında Varlık (Oluş) sorunsalının yeni terimlerle ele alınışıdır.
Böylece, çağımızda sıklıkla pazarlama konusu yapılan "bilgelik" pratiklerine indirgenişinin gölgelediği bir geleneği – Hinduizmi – ve onun kalbindeki Şankara düşüncesini bu kez sıkı ve çağdaşlığın ayırdındaki bir felsefî okumayla aydınlığa kavuşturmak söz konusu olmaktadır.