Şüphesiz sünnet, Kur’an’ın açıklamasıdır. Bu nedenle de sünnet; Kur’an’ın kapalı olan ifadelerini açıklar, genel ifadelerini özele indirger, mutlak olanlarına sınırlar koyar. Eğer sünnet olmasaydı, namazın, orucun, zekâtın, haccın ve diğer birçok emirlerin detaylarını bilemezdik. İşte bu sebeple Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur’an’ı indirdik.” (Nahl, 16/44) Ayrıca Kur’an bize, Allah’a itaat etmeyi emrettiği gibi, Resûlüllah’a (sallallahu aleyhi ve sellem) itaat etmeyi de emretmektedir: “De ki: Allah’a itaat edin; Resûl’e de itaat edin.” (Nûr, 24/54) “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Resûl’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız, onu Allah’a ve Resûl’e götürün.” (Nisâ, 4/59) Âlimler, herhangi bir işi “Allah’a götürme”nin, O’nun kitabına götürmek olduğu, “Resûl’e götürme”nin de onun sünnetine götürmek olduğu hususunda icmâ etmişlerdir.