İnsanın en yakınındaki ilahi sanat eseri, kendi hayatıdır. İnsan, kendi yaşadıklarında hayret edecek yönleri bulabiliyorsa, hayat öyküsünün mükemmelliği üzerine salim fikirler yürütebiliyorsa, kendiyle ilgili yeni keşifler yapabiliyorsa yaratılıştaki yerini doldurmuş ve makamına liyakat göstermiş olur. Nitekim insan, kendi ruh gemisinin kaptanıdır.İnsana en çok yakışan, şartlar ne olursa olsun iyiliği, güzelliği, cömertliği ve mertliği ayakta tutmaktır. Bu hasletleri gözetmeden yaşanan bir ömür âdeta hiç yaşanmamış hükmündedir.Mütemadiyen gelişen ve değişen dünya, insanın anlam arayışına nasıl bir katkı sunmakta?Yangın yeri olan yüreklerimize hangi tedavi su serpmekte? En şerefli olarak yaratılan insan, nasıl olur da aşağıların en aşağısına çekilmekte? Mecit Ömür Öztürk, insanın varlık, imtihan, ölümden sonrası, kader gibi devamlı zihnini kurcalayan temel sorularına cevap ararken aynı zamanda Allah’ın bizzat itibar ettiği kalbimizi nasıl dosdoğru tutacağımızı vurucu başlıklar altında inceliyor. İbrahim suresinde güzel söz, kökü sabit ve dalları her daim meyve veren bir ağaca benzetilir. İşte bu kitap da içinde saklı “güzel sözleri”yle özündeki hikmeti nesilden nesile sunmaya devam edecek.Yayımlandığı ilk günden itibaren yüz binlerce okurun teveccühüne mazhar olan, daha ötesi insana anlam katan kitaplarıyla tanınan Mecit Ömür Öztürk’ten gönüllere şifa bir eser daha: Sen Derviş Olamazsın... Kadim kültürümüzün öğretilerini bugüne taşımada köprü vazifesi üstlenen bu kitapta, herkesin heybesini dolduracak nice öğütler gizli...
“İnançsızlık penceresinden bakıldığında dünya bir matem yeridir. Ölüm ejderhası geliyor, rastgele bir onu parçalıyor, bir öbürünü… Yaşam, vakit kollayan ölümün koynunda sürüp gidiyor böyle… Canlılar, yaklaşan ebedi ayrılık duygusuyla inleyen yetimler… Hepsi ama hepsi sahipsiz. Ağaçların bir sahibi yok. Kuşların bir sahibi yok. İnsanların bir sahibi yok. Kendisinin kâdir-i mutlak bir sahibi olmadığını düşünen biri, taşıdığı sayısız endişelerden nasıl kurtulabilir?
“Hırs, insanın en güçlü duygularından biri. O kadar güçlü ki onu dünyada doyuracak hiçbir zenginlik, hiçbir başarı yok. Karnı hiçbir zaman doymamış bir duygu. Hâlbuki o, büyük bir ahiret sermayesi.”
< "İnsan, kabre doğru hızla yol alıyor ama kendini dünyaya sabitlenmiş zannederek aldatıyor. Kendini bu dünyada ebediyen kalacakmış yalanına inandırıyor.”
“Aklın önemli gıdalarından biri fen bilimleridir. Fen bilimleri, hakikate nursuz bir karanlık değil, bilakis bizi Allah'a daha çok yakınlaştıracak içerikte ilahi birer nimettir.”