Rose‘un önünde iki seçenek vardı. Ya ölecek, ya öldürecekti. Kalbinin sesini dinledi ve yanlışı seçti. Rose, önce Dimitri‘nin doğduğu topraklara, Sibirya‘ya, uzun ve talihsizliklerle dolu bir yolculuk yaptı. Ardından St. Vladimir Akademisi‘ne döndü. Böylece en yakın arkadaşı Lissa‘ya da kavuşmuş olacaktı. Ama Rose‘un kalbi halen Dimitri için atıyor ve sevdiği adamın bir yerlerde, hayatta olduğunu biliyordu. Eline bir şans geçmişti oysa... Fakat onu öldürememişti. Yapamamıştı.
Şimdi en korkunç kabusu gerçeğe dönüşmek üzere pusuda bekliyordu. Dimitri kanını tatmıştı ve susuzluğu her geçen dakika biraz daha artıyordu. Dimitri, Rose‘un peşindeydi. Ölümüne bir kovalamaca! Nefes kesen bir karşılaşma!
Michigan‘da doğan Mead, şu anda Washington‘da yaşıyor. Roman dünyasına dalmadan önce birkaç iş denedi elbette. Ama yazarlıkta karar kıldı. Farklı alanlarda aldığı eğitimin ve iş deneyimlerinin kendisini zenginleştirdiğini düşünüyor. Tüm zamanını "Vampir Akademisi" ile diğer serilerini yazarak geçiriyor.