Hayat yaşanıp gidiyor. Her gün insanlar arasında önemli-önemsiz, küçük-büyük, trajik-komik sayısız olaylar cereyan ediyor ve sayısız insan, hayat tasarımları kurguluyor. Tarihsel akış içinde olup biten ve dü`şünûlen her şey, ilâhi kamera tarafından en küçük ayrıntısı bile atlanmadan levh-i mahfüzda kayda geçiyor. Diğer taraftan insanlar da kayıt tutmaya meraklı. Olayların fotoğrafı çekiliyor, gazete haberi oluyor, sesli görüntülü basında yansımasını buluyor, hatıra kayıtlarına, günlüklere geçiyor, hafızalarda canlılığını koruyor. Kayda alma yöntem ve şekillerinden biri de kuşkusuz roman. Romanın diğer kayıt yöntemlerinden farkı, onun olayları ya da tasavvurları olduğu gibi değil; belli bir seçme ve düzenlemeye tabi tutularak, bir bilincin süzgecinden geçirilerek, anlamlı ve iç tutarlılığa sahip bir bakış ve görüş açısından yansıtılarak sunulmasıdır.