Dünyamız sonsuz güzelliklerle doludur. Yeryüzünde sanatkârlar bunca güzel eserler ortaya koymuşlardır. İnsan bu güzelliklere meftun bir yaradılışa sahiptir. En büyük saadet, bu güzellikleri kâbil olduğu kadar yakından duyup yaşayabilmektir. Halbuki çoğumuzun ruhu, menfaat ve ihtiraslarla yıpranarak bu sonsuz güzellik âleminin duygusunu kaybetmiş bir kabuk gibidir. Ruhumuzu güzelliklere açabilmenin sırrı, ruhsal yaşayışın ona götüren yollarını bilmekle elde edilir. İç hayatımızın nerelerinde bozukluk bulunduğu ve bunun giderilmesi için yaşayışımızda ne gibi değişiklikler yapmak lâzım geldiği anlaşıldıktan sonra, güzellik duygusu sonsuz bir şekilde yaşanabilir.