Denizden çıkan ağlardaki yosun ve tuz kokusunu içine çekmekten bıkmayan; martıların tüylerindeki telaşı görebilen; yelkovan kuşlarının peşi sıra koşup *ada ada* gezmenin hayalini kuran; balıkçı teknelerine, balığa ve taşıdığı hürriyeti kucaklamak için kaygısızca ve coşkuyla kendini içine atacak denli denize âşık; doğayı seven ve sevmenin ötesinde parçası olan; kedilerle, kuşlarla, rüzgârla dost; aklından geçenleri bildikleri kanaatiyle kargalara susmaları karşılığında horoz şekeri almayı düşünecek kadar çocuk ruhlu ve nüktedan; rakı şişesinde balık olma arzusunu taşıyan; çocukluk arkadaşlarından en iyisinin, Robinson’u düştüğü ıssız adadan kurtarmak için beraberce çareler düşündükleri ve Güliver’in çaresiz durumuna birlikte ağladıkları *haminnesi* olan; insanları seven ve bütün bunlarla birlikte *âşık olduğu kadınları ve onlara duyduğu aşkı* sözcüklerle resmeden büyük, mahzun, garip ve yoksul fakat bütün servetinin içindeki sevgi ve şiirleri olduğunu söyleyecek kadar zengin *Şairimiz* dir, Orhan Veli.