Nikolay Vasilyeviç Gogol (1809-1852): Ukrayna’da, orta halli toprak sahibi bir ailede dünyaya geldi. Çocukluğunu etkileyen köy yaşamı ve Kazak gelenekleri eserlerine yansıdı, Ukrayna halk kültürünün ögeleriyle işlenmiş öyküler yazdı. Mizah anlayışı, gerçekçi tutumu ve canlı anlatımıyla Rus edebiyatında önemli bir yeniliğin öncüsü oldu. Bu yenilik, Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları, Petersburg Öyküleri ve Mirgorod Öyküleri’nde mizahın yanı sıra yaşam karşısında karamsarlık ve dünyanın kötülüğü üzerine düşünceleriyle şekillendi. Müfettiş adlı oyununda yozlaşmış bürokratları acımasızca alaya aldı. Gogol, Ölü Canlar adlı romanıyla 19. yüzyıl Rusyası’nda toplumsal düzenin ve bireylerin eleştirisini eşsiz bir başyapıt olarak ortaya koymuştur. Mazlum Beyhan (1948): Dostoyevski`den Suç ve Ceza, Budala, Tolstoy`dan Sanat Nedir?, Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik, Gogol`dan Bir Delinin Anı Defteri, Burun, Palto Mazlum Beyhan`ın çevirdiği başyapıtlar arasında yer alır. Ayrıca Çernişevski, Byelinski, Kropotkin ve Şçedrin`den Türkçeye kazandırdığı eserlerle hiç tartışmasız son 35 yılın en önemli Rus edebiyatı çevirmenlerinden biridir.
Çiçikov, Rusya'da kasaba kasaba dolaşıp toprak sahiplerinin malı olan köle köylüleri satın alıyor. Ama istediği köylüler çalışmayı iyi bilen ya da sağlıklı olanlar değil tam aksine ölü olanlar. Yani ölü canlar adını buradan alıyor..
Zamanın yasalarına göre, toprak sahipleri topraklarının sınırları içinde yaşayan insanların sayısına göre vergi ödemesi gerekmekte. Bu şekilde para kazanan üç kağıtçı ve pek sevimli bir karakter olan Çicikov aynı şekilde başka bir kasabaya doğru yol alıyor ve oyununu burada da sürdürmeye çalışıyor. Herkes onu zengin ve varlıklı biri zannediyor. Peki ya sonra.. hep olduğu gibi yalancının mumu yatsıya kadar yanıyor. Bütün bu oynadığı oyunlar ayağına dolanıyor. Ve Çicikov başka maceralarla yoluna aynı şekilde devam etmek için o kasabayı da bir önceki kasaba gibi terk ediyor mu? spoinin fazlası da iyi değildir :)