Bildiğimiz dünya, düşünülenden hep daha geniştir… Bazen katı bir bilimsel gerçeklik içinde kalır, bazen de kültürel modalar halinde kendine daha geniş bir halka bulan astroloji, totem, sihir ve büyü gibi dile dolaşan, bilinçaltında gezinen eğilimlerle farklı düzeylerde yeniden yorumlanır. Ünlü dinler tarihçisi Mircea Eliade’nin eserlerinde birbirinden farklı kültürlerde kendine yer edinen sembol ve imgeler, inanç ve mitler esasen arkaik bir kökeni işaret eder: İnsanın kutsal ile kurduğu bağdır bu. Eliade popülerliğin tuzağına düşmeden bu sahadaki ustalığını gösterir. Okültizm, ezoterizm, büyücülük, Avrupa büyücülüğünün tarihyazımı, ölümün kökenine dair mitler, sanatçıların eserlerinde kültürel yaratımın gizli kodları, anlamları ve değişmeyen arketipler ve bu suretle kültürel modalara getirilen eleştiriler Eliade’nin bu kitapta incelediği bazı başlıklardır.
Uzun yıllar süren araştırmaların ürünü olan bu yazılarda Eliade’nin yaşamı boyunca yaptığı çalışmaların genel bir özeti sunuluyor. Mircea Eliade akademik ve ortodoks geleneklerin dışında, her aşamada kendi özgün buluşlarını sergiliyor. Eliade’nin keşiflerinde, çeşitli yüzyıllarda ve farklı kültürlerde inanç ve kutsal arasındaki ilişkinin hiç de yalınkat ve düz bir çizgiyi takip etmediği görülecektir. İnsan bulunduğu o küçücük noktadan bütün bir dünyayı, evreni, yıldızları, ruhu, iyiliği ve kötülüğü, melekleri, şeytanları ve Tanrıyı nasıl yorumlamıştır? Ve daha da önemlisi, hangi tinsel nedenlerden ötürü insan kendi benliğini arzın merkezine sıkı sıkıya sabitlemiş ve buradan kâinatı seyre dalmıştır?