Her yazdığı romanla yüz binlerin kalbini feth eden İskender Pala yeni romanı ‘OD’ ile yeniden okurlarını selamlıyor. Od bir Yunus Emre romanı. Gök kubbemizin her zaman parlayan ve hep çok sevilen, şiirleri gönülden gönüle dolup dilden dile dolaşan Yunus Emre, bu kez OD’un ana kahramanı. İskender Pala’nın ilim ve kültür adamı olmasının yanında, yazar kişiliğinin imbiğinden geçirilerek aşkın tahtına bir kez daha oturtuluyor. 13. yüzyılın her bakımdan kavruk ve yanıp yıkılan ortamına Yunus Emre’nin gelişi tarihi atmosfer içerisinde hakiki anlamına kavuşturuluyor. Yıkıntılar ve yangınlar içinden bir gönül ve bir insanlık anıtının inşa edilişi cümle cümle anlatıyor ve elbette kalbe dokuna dokuna yol alıyor. Romanın her sayfasında Yunus’un hamlıktan saflığa geçişi okunuyor. Biliyorum, “Biz bu ilden gider olduk, kalanlara selam olsun,” demişti… Yine Biliyorum, “Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun.” Demişti… Ve Sevgili’ye gittiği o geceden sonra adının dilden dile, Aşkının gönülden gönüle dolaştığını da biliyorum… Şimdilerde ona kimisi Aşık Yunus, Miskin Yunus… Derviş Yunus…Varsın onu da desinler. Ve Türk yurtlarında, onu en çok “Bizim Yunus” diye çağırırlar. Biliyorum.
Od, İskender Pala'nın bir Yunus romanı. Her kitabın bir anlamı ve yürekte bıraktığı bir izi olmalı. Bu kitap da benim için o iz bırakanlardandı. Okuyalı on beş yıl olmuş.
Hayatı keder içindedir Yunus Emre'nin. Sevdiklerini birer birer kaybeder. Sırtında öyle büyük bir yük vardır ki, onu Yunus Emre yapan da bu yükün altından kalkabilecek yüreğe ve imana sahip olmasından geçiyordur.
Hepimizin bir yolculuğu var. İşler biraz sarpa sarsa, biraz zorlansak dünyanın en dertli kulu biziz zannediyoruz. Oysa bizim yaşadıklarımız onlarınkinin yanında.... ne derler; devede kulak kalır.