Metafizik, insan bilgi ve düşüncesinin temelini oluşturur. İnsan zihninin ortaya koyduğu bütün bilgi ve düşünceler, bu temel üzerinde yükselirler. Bu temel olmadan, sağlıklı bir bilgi ve düşünce sistemi kurmak mümkün değildir. Daha doğrusu, ortaya konulan fikir ve düşünceler, bir temele dayanmadığı için kalıcı olamazlar. Sadece bilgi ve düşüncelerimiz değil, uygarlıklar da metafizik bir temel üzerinde yükselirler. Bütün büyük uygarlıkların arka plânında mutlaka metafizik birtakım kabuller vardır. Tıpkı bir ağacı ayakta tutan kökler gibi, metafizik kabuller de o uygarlığın ayakta kalmasını sağlar. Sağlam bir metafizik temele dayanmayan uygarlıklar uzun ömürlü olamazlar. Metafizik, hakikatlerin genel ve kesin bir betimlemesidir. Metafizik bilgiden yoksun kalmış bir zihin, hakikatleri bir bütün hâlinde kavrayamaz; ancak hakikat hakkında yüzeysel bir bilgi edinmekten öteye geçemez. Bir medeniyet krizi içinde bulunan günümüz dünyasında da insanlığın sağlam ve tutarlı bir metafiziğe ihtiyacı olduğunu söylemek mümkündür. Bu nedenle, vahyin ve bilimin ışığında yeni bir metafizik inşasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Esasen, bu eserin yazılış nedeni de budur.