Bazı zaman ayaklar bir çimene gömülür, bazı zaman da kum yığınına batar. Uzakta birer hayal gibi görünen ağaçlar, kırsalın değişmez bekçileri gibi görünürler. Gecikmiş bir yolcunun yorgunluğunu gidermek için attığı coşkun çığlık, garip ama hüzünlü ezgilerle birleşerek çevreye yayılır. Ara sıra duyulan çan seseleri, kulaklarda korkunç çınlamalar yaratır. Ta denizin ortalarında, hemen sönecek gibi gelen bir ışık, yaşam mücadelesinin acılarını anlatır. Bunların hepsi, ruhta duygulanım, düşüncede hızlı bir akış yaratarak gece hayatının ıssızlığını, ürkünçlüğünü doğal bir biçimde göz önünde canlandırır.