Bütün oğlanların büyümeyi saplantı haline getirmeleri çok eski bir gelenektir. Bunun sebebi, zaman zaman gençliğin kısıtlamaları karşısındaki sabırsızlıklarını kelimelere dökmeleri, buna karşılık, çocuk olmaktan son derece memnun oldukları uzun zamanların kelimelerde değil, eylemde ifade bulmasıdır. BasIl bazen azıcık daha büyük olmak istiyordu, ama çok da değil.
Mazisi Olan Kadın’daki öykülerinde F. Scott Fitzgerald, yakın, ancak bir yandan da çok uzakta kalmış geçmişine yolculuk ediyor. Çocukluk yıllarının haşarılıklarını, arkadaşlara yaranma çabalarını, utançlarını, ilkgençliğin ilk aşklarını ve kurulan gelecek hayallerini Fitzgerald kendine özgü naif ve alaycı bakışıyla resmediyor. Bu öykülerde anlatılan, Basil Duke Lee kadar yazarın da çocukluğu. ikinci kısımdaki beş öyküyse, bu kez JosephIne Perry isimli bir “yüksek sosyete” kızının renkli, eğlenceli ve sancılı gençlik maceralarını anlatıyor.
Fitzgerald, Sevecendir Gece üzerinde çalışırken Saturday Evening Post dergisine yazdığı bu öyküleri daha sonra bir roman haline getirmeyi istemiş, ancak kısa ömrü sebebiyle bu hayalini gerçekleştirememişti. Çay partileri, geziler ve danslarla geçen bir hayatı, tatlıya bağlanan anlaşmazlıkları ve masum üzüntülerin anlatıldığı Mazisi Olan Kadın, sanatçının genç bir adam olarak nostaljik bir portresi.
“Fitzgerald, karakter ve toplum arasında sosyolojinin ötesinde şairane bir gerçeği görebilmiştir. Tüm kısalığına rağmen bu hikâyeler, Mozart ve Chopin’den kısa parçalar dinlemek kadar keyifli.”