"Che’yi görüyor musunuz? Che’nin bakışlarıyla anlattığını kavrıyor musunuz? Dünyayı değiştirmeye hazır mısınız? Tüm bu soru(n)lar yanıtı bekliyor; hem de John Berger’in, "Her şeyi hatırlamamız gereken bu günle, her şeye sahip olduğumuz için her şeyi unutabileceğimiz o gün arasındaki zaman," diye ifade ettiği kapsamda... Malum ya; "Tarih bize çeşitli biçemlerde gelir, tarihi bilmedikçe günümüzü de anlayamayız," der Theo Angelopoulos... Tarih geliyor... Yeniden, yenilenerek Sierra Maestra’dan Dersim’e; Rio de Janerio’nun favelalarından gecekondularımıza; Latin Amerika’nın yerlilerinden Kürtler’e her şeyi yeniden biçimlendirecek tarih geliyor... Che’nin ayak seslerini duyuyor musunuz? Kapınızı yeniden çalan Deniz’in, Mahir’in, İbo’nun siluetini görüyor musunuz? Onlar gelen -kaçınılmaz- geleceği işaret ederek, "Uzaktaki su yakındaki ateşi söndürmez," diyen Çin Atasözünü anımsatıyorlar; bize, size, hepimize...