Düşünce, duygu ve davranışların döngüsel etkileşimi üzerine odaklanan BDT, söz konusu tekrar zincirini kırmak adına düşünce boyutunda değişim sağlamaya odaklanmayı, olumsuz ve/veya işlevsiz düşünceler ve işlevsiz kuralları kişinin işlevselliğini arttırıcı yeni düşünceler ve daha esnek kurallar ile değiştirmeyi hedefler. 1970’lerden itibaren psikoloji dünyasına giriş yapan ve günümüzde bu yerini halen etkin bir şekilde korumayı başaran bir psikoterapi ekolü olan BDT’nin güncelliğini sürdürmesinin arkasındaki en önemli etkenlerden biri BDT’ye ait tekniklerin pek çok farklı soruna ve ruh sağlığı bozukluğuna uyarlanabilmesidir. BDT ilk olarak depresyonun tedavisi için geliştirilmiş bir psikoterapi yaklaşımı olmakla birlikte kısa süre içinde pek çok ruh sağlığı bozukluğunun tedavisinde etkin bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Bu kitabın amacı BDT’nin hem başlıca kullanım alanlarına hem de BDT’den yararlanılabilecek farklı konulara yönelik kuramsal ve uygulamaya yönelik bilgiler sunarak okuyucuya bilişsel davranışçı bir bakış açısı kazandırmaktır.