İslâm düşünce tarihinde yer alan sûfîlerin tasavvufî anlayışlarını ortaya koyabilmek, tasavvuf tarihi araştırmalarında vazgeçilmez konuların başında gelmektedir. Tasavvuf tarihinde önemli şahıslarla alakalı yapılacak çalışmalar hem İslâm düşünce tarihinin aydınlanmasına hem de tasavvufun doğru bir şekilde anlaşılmasına katkı sağlayacaktır. Onlardan biri de Endülüs’te Gazzâlî’nin halefi ve İbnü’l-Arabî’nin öncüsü olarak kabul edebileceğimiz İbn Berrecân (v. 536/1141)’dır. İbn Berrecân seleflerinden devraldığı ilmî ve tasavvufî mirası geliştirerek, bu mirasa katkılarda bulunarak haleflerine devreden, birçok İslâmî ilimde otorite kabul edilen, aynı zamanda astronomi, matematik ve geometri gibi müsbet ilimlerde söz sahibi olan Endülüslü bir âlimdir. Erken/klasik dönemde ortaya çıkmış tasavvuf ıstılahlarının ve bu ıstılahların delalet ettiği tasavvufî düşüncenin tahkik edilmesine katkı sağlamış ve bu ıstılahlardan hareketle yeni kavramlar meydana getirebilmiştir. Ayrıca tabakât ve tefsir kitaplarında İbn Berrecân’la ilgili en çok vurgulanan hususlardan biri onun 61 sene önce Kudüs’ün tekrar fethedileceğine dair verdiği müjdedir. Bu şekilde bir müjde vermesi onun kerâmeti olarak kabul edilmiştir.