Şu yaşlı yerküre üzerindeki kısacık ömrümüzde mğruru ya da muhatabı olduğumuz veye da başkalarının yaşantısında tanığı olduğumuz kötülüklerin varlığı akılı başında herkesin kabul ettiği bir gerçek olsa gerektirir.
Sanırız gerek kendi hayatında gerekse başkalarının yaşantısında hoşa gitmeyen, acı ve ıstırap veren ve kötü olarak nitelendirilen olay ve olgularla karşılaşmayan ve bundan rahatsızlık duymayan hiç kimse yok gibidir. Örneğin bir gencin hayatının baharında elim bir trafik kazasıyla ölümü ve geride bıraktıklarının acısı, bilinmeyen nedenle özürlü doğan ve hayatı boyunca da o özrüyle yaşamaya mecbur kalan bir bebeğin sorunlarla dolu dünyası ya da doğal bir felaket olan depremin kitleler üzerinde neden olduğu acılar ve travmalar vicdan sahibi hangi insanın canını acıtmaz, yüreğini kanatmaz ki!