Osmanlılar, tarihin kendilerine yüklediği temel ödevi -Batı sömürüsüne karşı Doğuyu korumak ve savunmak ödevini- güçleri yettiği sürece gözlerinden hiç uzaklaştırmamışlar, Batılılarla her karşılaştıkları yerde, bu ödeve yiğitçe sağdık kalmışlardır. Doğu ile Batı arasındaki her boğuşma, Batılı sömürünün Doğu’yu, fırsat buldukça utanmaz bir hırsla soyması boğuşmasıdır.
Bu boğuşmada, sulh içinde bir arada yaşama yasası katiyen söz konusu olamaz... Bu anlamda Osmanlılar için Batı’yla anlaşma kabul edilemezdi. Osmanlılar salt güçleri yettiği dönemlerde değil, güçsüz düşmeye başladıkları dönemlerde bile bu ödevlerini bir an bile savsaklamamışlar, çoğu zaman, artık yenik düşeceklerini bile bile yeni boğuşmalara atılmaktan çekinmemişlerdir