Duvarlarına dalgaların çarptığı ve çocuk kahkahalarının martı seslerine karıştığı bir okulda ders zili çoktan çalmış, öğrenciler sınıflarına geçmişti. Okulun olduğu sahilde binlerce mavi yengeç vardı. Mavi yengeçler bazen sınıflara kadar tırmanıp camlara tıklatır, bazen bir kayanın üzerinde haylaz haylaz güneşlenir, bazen de öğrencilerin beslenme çantalarından sandviç kaçırırlardı. Bu kasabadakiler daha emziklerini, bezlerini ve beşiklerini bırakmadan onlarla yaşamayı öğrenirdi. Aynı Gofri, Muti ve diğerleri gibi. O gün her şeyin değişeceği gündü ama bunu henüz kimse bilmiyordu. Kimi öğrenciler Toiza olarak seçilecek ve şehir dışındaki Basmakalıp Yatılı Okulları`na gönderilecekti. Toiza ne demekti? Toizalar hangi kriterlere göre belirlenecekti? Yeni kurulacak Basmakalıp Yatılı Okulları tamam şehirlerin dışındaydı ama ne kadar dışındaydı? Yatakları rahat mıydı? Öğrencilerin aileleri bahçelerinden topladıkları salatalıkları, narları ya da elleriyle yaptıkları elmalı baklavaları, yosunlu ekmekleri, tereyağlı ayva yemeğini ve kavun dolmasını onlara kargolayabilecek miydi? Tüm bu soruların ve daha fazlasının cevabını kitabı okuyarak öğrenebilirsiniz. Bu hikâye dostlukla, hayal gücüyle, kendine inanmakla ve yeteneklerini keşfetmekle ilgili.