Müslümanların ilimler sınıflaması hakkında ürettiği fikirler, felsefi ve dini olmak üzere iki grupta toplanabilir. İbn Hazm’ın “İlimlerin Mertebeleri” adlı bu risalesi, bize dini sınıflama geleneği içinde değerlendirilen bir tablo sunar. Bu risalesinde o, önce hangi ilimlerle uğraşmak gerektiğini, ilim öğrenmenin ve üretmenin gayesini ve bu gayeye ileten sıra düzeni üzerinde durur. İbn Hazm, her ne kadar dini gelenek içinde olsa da felsefi ilimleri insanlığın ortak birikimi olarak dikkate alır ve sınıflama içinde onlara da yer verir. Fakat ilim tahsil edeceklerin hangi ilimle uğraşmaları gerekir? Mesela bir ilmin uzmanı kalmayıp, geriye sadece adı kalan ilimleri öğrenmek, ona göre faydalı değildir. Bunun yerine faydalı olan ilimler üzerinde durmak gerekir. Fakat fayda tek başına yeterli değildir. Aynı zaman da ilim, insanı yaratıcının bilgisine ve sanatına götürüyorsa iyidir. Ona göre ilim salt teorik bir kazanım değil bilakis hem dünyada hem de ahirette işe yaramalıdır. İlim öğrenmenin gayesi asla bu dünyaya ilişkin bir şeye dönük olamaz. Zira bu dünya hayatı sayılı olup, ebedi aleme kıyasla çok önemsizdir.