*Engelleri gözünde bir canavar gibi büyütenlerin başı; cehaletin kuyusunda serinler. Tek aşı bilgi olan kimsenin başı ise terlemez. Kaçmaz gözlerine bir gram gözyaşı.* Ah, şu şair sıfatım. Bu arada, yemekten bahsetmişken; İstanbul’un o güzel kokusu burnuma geldi. Annemin o nefis çorbasının kokusu gibi… İstanbul’dan ayrılmaya karar verdiğim andan beri, içimde bir şair filizlendi.
İçinde filizlenen şairliğinin ve her bir şiirin öyküsünü ayrı ayrı anlatarak, şiirlerini nasıl bir duygu huzmesinden damıtarak kağıda işlediğinin öyküsünü anlatıyor. Şairliğe giden basamakları çıkarken her öykünün bir şiiri her şiirin ise bir öyküsü karşılıyor insanı. Ve duygular bazı kararlara, bu kararlar ise bazı öykülere ve nihayetinde bu öyküler ilmek ilmek işlenmiş şiirlerin kapısını aralıyor.