*Biz, en küçük menfaatlerini bile korumaktan âciz zavallılar, nasıl onlarla bir oluruz. Biz, tanımadığımız o büyük sınıfın, o fakir sınıfın adamıyız. Ama tanımadığımız için de onlardan, onların hayatından bahsedemeyiz. Üstelik tehlikeli bir iş o. İnsana sol diyorlar, komünist diyorlar. İyisi mi, bir yazar hep suya sabuna dokunmayan yazılar yazmalı. Ben de öyle yapacağım,* der Orhan Veli Hoşgör Köftecisi’nde, bu söylediğinin tam aksini yapacağının bilinciyle. Yapar da.
Öyküler anlatır çünkü bilir ki bir insanı ancak öyküler kurtarır. Ama öyle cam bir fanus içinde yaşananların öyküsü değildir anlattıkları. Elinde bir taş, tuzla buz eder o cam fanusu ve halka, hayata karışır. Bahardan bahseder, lokantalardan, balık tutmaktan; işsizlikten, ne menem bir şey olduğundan, zenginden, fakirden bahseder. Herkesin hikâyesidir kaleminden dökülen. Bazı hikâyeler hakikatin yüreğinden çıkıp gelir ve okuyanın kalbine dokunur. Bazı hikâyeciler de hakikatleri insanlara ulaştıran o yol olur. O yolların en temizlerinden ve en güzellerinden biri olan Orhan Veli’nin, insana insanı anlattığı öykülerini sizler için bir araya getirdik.