Hacı Bektaş-ı Veli’yim ben. Rum abdallarının pir yim, Diyar-ı Rum’un büyük evliyası derler bana. Gerçek adım Bektaş, Muhammed Bektaş’tır. Fakat kitaplar beni Hünkar-ı Hacı Bektaş-ı Veli diye anarlar. Elbette bu isimlendirmenin bir hikayesi ve karşılığı var benim hayatımda.
İsim vardır, verilmiştir. İsim vardır alınmıştır. Verilen isim, doğuştan bize annemiz ve babamız tarafından bir ömür taşıyacağımız bir isimdir. Ebedi taşıyacağımız bir hediyedir ailemiz tarafından. İsimlerin bir anlamı olduğunu düşündüğümüzde, annemiz ve babamızın bizimle ilgili “nasıl olmamız” gerektiğini, “beklentilerini” içerir. Bunu neden söylüyorum biliyor musunuz?