Bir insan ne kadar zengin olup dünya bilgilerine sahip olsa yine de ona Allah`ı tanıtacak, mârifet-i ilâhiyyeye eriştirecek ve onu hak yolda, İslâm yolunda tutacak bir alime, bir mürebbîye, bir mürşide ihtiyacı muhakkaktır.İlmi bilen ve bildiren çok kimseler vardır ki kuru gürültüden başka bir şeye yaramazlar. Çünkü ilimden murad Hakk`ı tanımak ve bilmektir. Hakk`ı bilmeyi de öyle kolayca bir şey sanma. Hidâyet-i ilâhiyyeye erişmemiş olanların bilgilerini görüyoruz ki kulu Hakk`tan uzaklaştıyor ve Hakk`ı münkir oluyor; cehennemin yolunu, şeytanın yolunu seçiyor. Böyle ilim olacağına olmaması daha iyi değil mi?
İnsanın bu hayat âlemi hepimizin bildiği gibi fâni bir hayattır. Şimdiye kadar kimseye bâki kalmayan bu hayat bundan sonra da kimseye bâki kalmayacaktır. Fakat o içimizde saklı duran yedi başlı ejderhadan daha beter nefis, hepimizi nasıl perişan etmektedir? Cahilleri bir türlü kandırır, fenalıklara sevkeder. Alimleri başka türlü kandırıp kibire, gurura, ucuba ve hasede boğar. Tacirleri hırsa boğar. Memurları da ibadetten alıkoyar.
İki cilt halindeki bu eser Mehmed Zahid Kotku rahmetullahialeyh Hocaefendi`nin hadislerle ortaya koyduğu güzel ahlak düsturlarını da içeren müstesna bir eseridir.