Her sabah Çarşı Camii`nin arkasındaki harap zaptiye ahırlarının önünden bir serçe sürüsü gibi, cıvıldayarak geçerdik. Okul biraz daha ileride, alçak duvarlı, oldukça geniş bir avlunun ortasında idi. Bir kattı. Etrafında yükselen büyük kestane ağaçlarının birbirine karışmış koyu gölgeleri, bütün çatısını kaplardı.