Öncelikle belirtmek gerekir ki Emiri, yazdığı 4 divan ve 14 mesneviyle yaşadığı asnn en üretken isimlerinden biri olflauştur. Bu 18 eserin ortak özelliği, içlerinde Farsçanın çok yoğun bir şekilde kullanılmış olmasıdır. Gelenek içerisinde Farsça şiirler söyleyen ya dh doğrudan bu dilde yazılmış divan hazırlayan şair sayısı bir hayli fazla olduğu için Emirignin bu tavrının bir ayrıcalık olmadığını söyleyebiliriz. Ancak Farsçadan tercüme edilen mesnevilerdeki Farsça beyit sayısının fazlalığı bakımından onun, eşine az rastlanır bir şair olduğu hemen dikkat çekmektedir. "Farsçadan Farsçaya tercüme" şeklinde nitelenebilecek bu durum, onun mesnevilerinin belirleyici özelliğidir. Emiri`nin Farsçadan Farsçaya tercüme etme tavrının en net görüldüğü mesnevilerinin başında Ahlâk-ı Kâmıilin gelmektedir. Bu eser, 14. asırda yaşamış İranlı şair Hâcû. Kirmânrnin Kemâl-nâme adlı mesnevisinin tercümesidir. Kemâl-nâme 1884 beyit ikeh Ahlâk-ı Kâmilin 1575 beyit uzunluğundadır. Buradan anlaşılacağı üzere Emiri, tercümesini asıl metni kısaltarak hazırlamıştır. 1575 beyitlik bu tercümenin 682 beyti Farsçadır; ayrıca eserde, asıl metinde olmayan 26 Farsça gazete yer verilmiştir. Ahlâk-ı Kâmilin, Türkçe-Farsça karışık bir tercüme olması yönüyle tercüme geleneğimizde hususi bir yere sahiptir. Asıl metindeki birçok beyit, çoğu zaman küçük değişikliklerle yeniden Farsça olarak yazılmıştır. Farsçaya en az Türkçe kadar hâkim olmasına rağmen Eıniri, neden böyle bir yöntem kullandığı konusunda herhangi bir bilgi vermemiştir.