Aileler, öğretmenler, toplum... Hepsi bizim için en iyisini istediğini iddia eder ve hepsi de bizi, olduğumuzdan farklı bir kişiye dönu?ştu?rmeye çalışır. Eğitim bunun için vardır: Bizi, daha iyi, daha gelişmiş, daha başarılı bir versiyonumuza dönu?ştu?rebilmek için. Egomuzu besleyerek, sahip olduklarımızı çoğaltarak kendimizi tamamlanmış ve mutlu hissedebileceğimize inandırıldık. Halbuki tu?m bunlar, bizi kendimiz olmaktan ve dolayısıyla mutluluktan alıkoyar. Olduğumuz kişiden bir başkasına dönu?şmeye dair hırsımızı, çabamızı bir kenara bıraktığımızda ise kendimizle karşılaşırız. Ve işte o an, yaşamın en bu?yu?k hediyesi ile kucaklaşırız. Artık kendimiz olmaya cesaret etmenin zamanı geldi.
Başarı du?şu?ncesi sana işkence ediyor. Başarı du?şu?ncesi, başarılı olmak zorunda olman insanlığın başına gelmiş en bu?yu?k felakettir. Başarı demek, rekabet etmek zorunda olman, adil olsun olmasın fark etmeyen şekillerde mu?cadele etmek zorunda olman demektir. Bir kez başardığın zaman her şey iyidir. Önemli olan başarıdır. Kötu? yollarla dahi başarılı olursan, bir kez başardığında ne yaparsan yap iyidir. Başarı tu?m eylemlerinin niteliğini değiştirir. Başarı, kötu? araçları iyi amaçlara dönu?ştu?ru?r.
Hatırlanacak tek şey şudur: Kendin için ne du?şu?nu?yorsan diğer herkes için aynı şeyi du?şu?n; ego kaybolacaktır. Ego kendin için bir şekilde ve başkaları için başka bir şekilde du?şu?nmeyle yaratılan bir yanılsamadır. Bu çifte standarttır. Eğer çifte standardı bırakabilirsen ego kendiliğinden ölu?r