Şefik Hüsnü, bundan 51 yıl önce, 7 Nisan 1959’da, sürgün olarak bulunduğu Manisa’da yaşama gözlerini yumdu. Ömrünün kesintisiz 40 yılı boyunca, 1919’dan 1959’a kadar Türkiye komünist hareketinin örgütlenmesinde, düşünsel platformlarının geliştirilmesinde ve yönetilmesinde önde gelen bir rol oynadı. Yaşamının on yılı aşkın bölümünü cezaevinde, 13,5 yılını siyasal sürgünde geçirdi. Şefik Hüsnü çalışmasına başlarken, önce varolan biyografileri toparladık ve bunları da kitabın II. Bölümünde bilgilerinize sunuyoruz1. Ardından Şefik Hüsnü’nün RGASPI (Rusya Devlet Sosyal Siyasi Tarih Arşivi) f. 495, op.266, d. 38 referanslı şahsi dosyasını2 inceledik. Daha sonra Rasih Nuri İleri Arşivi’nde bulunan Şefik Hüsnü’nün özellikle aile yaşamına ilişkin dosyasının bir nüshasını edindik, Rasih abiye teşekkür ediyoruz. Nihayet Şefik Hüsnü’nün Fransız Ulusal Arşivlerinde bulunan AJ/16/7252 referanslı Paris Üniversitesi’ndeki öğrenci dosyasının bir kopyasına ulaştık. Bu çalışmada elbette bu kaynakların yanı sıra Tüstav Komintern Arşivi Döküm I’de yer alan bir dizi belgeden ulaştığımız bilgileri de kullandık. Rasih Nuri İleri Arşivi’nde bulunan, Şefik Hüsnü’nün eşine yazdığı mektup ve kartlar, bizim resmi metinlerden asla erişemeyeceğimiz onun duygu dünyasının kapılarını bizlere açıyor, onun insan yanını anlayabilmemize olanak veriyor. Şefik Hüsnü’nün kullandığı Fransızcanın yüksek seviyesi, edebiyat dünyasına göndermeleri, geniş kültürünün birer örneğini oluşturuyor. RGASPI’de bulunan şahsi dosyası ise, bize, Şefik Hüsnü’nün bugüne dek bilmemiz olanaklı olmayan Komintern’deki yaşamı ile ilgili bilgiler sağlıyor. Kendi kaleminden özgeçmişinde 1905 Fransa’sında Jaurès ile tanıştığını, Marx ve Engels’in eserlerini I. Dünya Savaşı’ndan sonra inceleyebildiğini, 1922’de Komünist Beyanname’yi tercüme ettiğini yazıyor. Öte yandan 1929’un 2. yarısında yurtdışına çıkışından 1939’da Türkiye’ye dönüşüne kadarki süreçte Şefik Hüsnü’nün bulunduğu ülkeler ve yürüttüğü faaliyetler hakkında ilk kez ayrıntılara ulaşıyoruz; gerek Enternasyonal Yürütme Komitesi (KEYK) üyesi, gerekse Enternasyonal Kontrol Komisyonu (EKK) üyesi iken EKK tarafından hakkında yapılan soruşturmaları, bu süreçte karşı karşıya kaldığı suçlamaları ilk kez öğreniyoruz. Hepsinden önemlisi, TKP’nin tüm dönem boyunca Genel Sekreteri olarak bilinen Şefik Hüsnü’nün 1934’ten sonra Sekreterlik görevini hiçbir zaman yerine getirmediği, 1937-1943 arasında MK faaliyeti içinde bile olmadığı da bu belgelerle ortaya çıkıyor. III. Bölüm’de Şefik Hüsnü’nün Vazife gazetesinde yayınlanmış 5 makalesinin çevrimyazısı yer alıyor. Ek 1 olarak Komintern’in Örgütsel Yapısı adlı kitaptan özetlediğimiz Komünist Enternasyonal’in Kongreleri ve Başlıca Yönetim Organları’nı sunuyoruz. Ölümünün 51. yılında Dr. Şefik Hüsnü Deymer’in anısı ve mücadelesi önünde saygıyla eğiliyoruz