Wells’in öncü niteliğindeki bilimkurgu klasiği Doktor Moreau’nun Adası yayımlandığı günden beri “sarsıcı” etkisinden hiçbir şey yitirmedi. Bilimsel yöntemlerinin doğuracağı sonuçlar konusunda hiçbir sorumluluk hissetmeyen çılgın bilim insanının hikâyesi, unutulmaz filmlere ilham vermiştir. Acı, zulüm, ahlaki sorumluluk, insanın doğaya müdahalesi gibi felsefi temalarıyla dikkat çeken yapıtında, Wells daha sonra genetik alanındaki çalışmaların gündeme getireceği etik meseleleri öngörmüştür.
Bir deniz kazasından kurtulan Edward Prendick, mahsur kaldığı adada garip yaratıklar ve karanlık sırlarla karşılaşır. Bu ada, insanı ve yazgısını kollayacak bir Tanrı’nın bulunmadığı, bütünüyle ahlaktan yoksun bir evrenin mikrokozmosudur adeta.
Doktor Moreau’nun Adası bilimin kontrolden çıktığı zaman barındırabileceği potansiyel tehlikelere karşı bir uyarı niteliği taşır.
Herbert Wells'in olağanüstü hayal gücü yine harika bir eser ortaya çıkarmış. Bilim ve merak ile hareket eden insanların, başka canlıların doğasını bozup tanrı rolü oynamaya çalışmalarını konu alıyor bu kitap. Farklı karakterdeki insanların ne kadar ileri gidebileceklerine şahit oluyoruz. Etik değerlerden tamamen uzaklaşmayı başaran bir adam, kararlı insanların arkasından gitmekle kendini güvende hisseden öz güvensiz başka bir adam ve hikayenin protagonistinin yolları bir adada birleşiyor.