Ve genç şair altı ay memleketin bütün şehirlerini dolaştı; orada ağlayanları ve gülenleri gördü. Büyük bir konağın geniş salonunda raks ve kahkahadan yorulup terleyenler serin şerbetlere ve buzlu yemişlere koşarlarken, kristal pencerelerden dışarı süzülen ışıkta soğuktan donan ayaklarını avuç avuç karla ovmaya çalışan ihtiyarları gördü.
Kucağında taşıdığı aç çocuğu yaşatmak için sarhoşların arkasından koşan kadınları ve karnında taşıdığı günahsız çocuğu öldürmek için hekimlerin cebine beyaz alevli inci salkımları koyan kadınları gördü.
Aptalların tahakkümüne, günahsızların cezalandırılmasına; faziletin susmasına ve ihtirasların gürültüsüne, hikmet ehlinin aşağılanıp kötülerin alkışlanmasına şahit oldu.
Edebiyatta hikâye alanında bir ekol haline gelişmiş olan Sabahattin Ali’nin Değirmen adlı kitabındaki hikâyeler üzerinden onun edebiyat anlayışındaki değişimlerini gözlemlemek mümkündür. İlk dönem hikâyelerinin çoğu, konularını hayal gücünden alıp coşku dolu, tutkulu bir anlatıma sahipken daha sonraki zaman diliminde kaleme alınan eserleri yazarın sosyalist dünya görüşünü benimsemesiyle birlikte daha gerçekçi ve eleştirel bir boyut kazanmıştır. Kitaptaki hikâyeleri keyifle okurken, sizi aydınlanmaya çağıran Sabahattin Ali’nin sesini de alttan alta duyacaksınız.