``Yoksulların hakikatlı düşmanı yazı! Seni pılık pırtık hayatımızın muammasını daha da koyulaştırmak için kullandım, ` diye yazmışken Latife Tekin ve o yazdığından bu yana da dediği iyice ortaya çıkmışken, muamma daha da koyulaşmışken, yoksullar başkalarına, başka kitaplara, başkalarının kitaplarına kaçıp oralarda `yazı`ya düşman olmuşken, demek ki `hakikatlı` yoksullarmış, yani elimizde hiç yoksul kalmamışken, tek yoksulumuz olarak `yazı`dan başka bir şeyimiz kalmamışken, bence Latife Tekin`i yeniden okumanın vaktidir.
"Ben Latife Tekin okuduğum zaman, bazı az (seyrek) yazıcılarla ve şairlerle, yoksa hakikat erbabı mıdır onlar ya da yalanın hakikatına varıp en sıkı masalları uyduranlar mı, işte onlarla yaşadığım şeyi yaşarım: Ne yazı, ne şiir, bunlar başka sözler (şeyler)! Öyle olmasa insan o tuhaf şeyleri nasıl yazar, yani dizeler halinde dizilmeseler, kelimeler gibi, cümleler gibi bir olmak için düşmeseler Latife Tekin`in kafasına, hem de çocukluktan beri biri kulağına üflemese, periler rüyasını doldurmasa, olmaz yani. O yüzden `büyü`leniyorum Latife Tekin`i okurken."