Önce gövdesine sarılarak ısıtmaya çalıştım onu; baharın tekrar geleceğine inandırmaya çalışarak. Sonra dallarındaki cesetleri budamaya başladım. Yeniden filizlenebilirdi artık. En sağlam dal kalbinden uzanmıştı göğe doğru. O dalı evim bilerek bir salıncak yaptım kendime. Böylece zaman geçti.
Kendinden vazgeçmiş bu ağacın üstündeki buzlar yavaş yavaş erimeye başladığında, nihayet mevsim bahardı. Bir süre sonra bahar çiçekleri tomurcuklandı dallarında yeniden. Rüzgar esti, dallarını savurdu. Çiçekleri uçuştu her yana, ona hâlâ yaşadığını hissettirmek için ve sonunda, üstüne kırağı düşmüş bu ağaç anladı ki baharla asla savaşamazdı.
Sonunda o da kabullendi yeniden doğuşu ve baharın tadını çıkarmaya başladı...