19. yy’ da, İngiltere’ de bir efsane gibi okurlarını büyüleyen Charles Dickens, dünya edebiyatının dâhileri arasında sayılır. Ülkesindeki kimsesiz çocukların çektiği acılardan çok etkilenen yazar, hemen hemen kaleme aldığı her eserde çocukları merkeze taşımıştır. Büyük Umutlar da bu romanlardan biridir.
Fakir bir çocuk olan Pip küçük yaşta anne ve babasını kaybetmiş, ablasıyla birlikte yaşamaktadır. Bir gün mezarlıkta kaçak bir mahkûmla karşılaşır ve ablasının mutfağından aşırdığı yiyeceklerle bu adama yardım eder. Kaçak mahkûm, Pip’ in yardımlarını asla unutmayacaktır. Bir gün büyük bir sürprizle, kapısını çalan servetle Pip’ in gözleri kamaşır. Talih bir kez döndükten sonra her şey bitecek midir? Yoksa Pip’ in yazgısı, onu sonsuz bir mutluluğa mı götürecektir.
"Çocukların kendilerini yetiştirenlerle var olduğu küçük dünyalarında hiçbir şey adaletsizlik kadar çok hissedilmez. Çocuğun maruz kaldığı ufak bir adaletsizliktir belki ama çocuk küçüktür; dünyası da öyle."