Baykan Sezer, sömürüsüz, tüm insanlığın özgürce, eşitlik ve kardeşlik içinde yaşadığı bir dünya tasavvuru içindedir. Bu, bir gelecek tasavvurudur. Batı, eline geçirdiği dünya egemenliği ile bütün toplumları tek bir sistem ve ideal altında toplama çabasıyla yola çıkmış; ama tarihsel kodlarının da zorlamasıyla bunu sömürüsüz biçimde halletmeyi becerememiştir. Fransız İhtilali’nin sloganları aynı dönem içinde iflas etmiş, bayrağı yere düşmüştür. Günümüzde de Batı’nın tüm insanlığı kuşatacak yeni bir öneri getirmesi söz konusu değildir. Bunun olmayacağı da ispatlanmıştır. Bu noktada çözümün Batı dışından, sömürüden en çok mağdur olan Doğu halklarından gelmesi daha mümkün görünmektedir. Baykan Sezer düşüncesi bu noktada önem kazanmaktadır. Onun Osmanlı’ya ilgisi ve çalışma hayatı boyunca konu üzerinde durması, Doğu çözümünün imkanının tarihsel dayanaklarını bulma çabasındandır. Belirttiğimiz “gelecek inşası” onun sosyolojik düşüncesinin temel motivasyonunu oluşturmaktadır.