1843 yılında yazın hayatına başlayan Søren Kierkegaard, Baştan Çıkarıcının Günlüğü ile kendi cümleleri ile belirtirsek– *belki de edebiyattaki en kibar kurt karakterlerden biri olabilecek* Johannes’e hayat verir. Kendisini bir *estet*, aşkı çok iyi bilen bir *erotist* ve sıra dışı bir baştan çıkarıcı olarak tanımlayan Johannes’in Cordelia’yla olan aşk ilişkisini mektuplar ve tuttuğu günlük üzerinden anlatan Baştan Çıkarıcının Günlüğü felsefi bir deneme olarak da okunabilir. Kierkegaard’a göre kişinin var oluşunu gerçekleştirmesi için üç farklı yaşam biçiminden geçmesi gerekir: estetik, ahlaksal ve dinsel yaşam. Baştan Çıkarıcının Günlüğü estetik yaşam biçiminin bir örneği olarak değerlendirilebilir. Johannes, aşkın, özgürlüğünü kaybetmediği sürece estetik olduğunu öne sürer; Kierkegaard ise haz dolu ve dolaysız yaşayan bu *estet* kişilerin sonunda umutsuzluğa kapılacaklarını vurgular.