Azerbaycan’ın yüzde 20’si komşu Ermenistan tarafından işgal edilmiştir. Dünya birliğinin bu konudaki *çifte standartlı* tutumu, uluslararası barış ve güvenliğe darbe vurmakta, Ermenistan-Azerbaycan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun barış yoluyla çözümünü geciktirmekte, Ermenistan’ı sürekli işgalci politika uygulamaya teşvik etmektedir. Uluslararası hukuk, işgalci devletin cezalandırılmasını öngörmektedir. Buna göre hiç bir devlet, diğer devletin toprak bütünlüğüne ve siyasi bağımsızlığına askeri müdahalede bulunamaz. Kardeş Türkiye’nin 1993 yılında gördüğü işler takdire şayandır. Ermenistan tarafından Azerbaycan topraklarının bir kısmının işgal edilmesine cevap olarak Ankara’nın işgalci devletle olan sınırlarını resmi olarak kapatması yasal bir adımdır ve Ermenistan’ı uluslararası hukukun prensip ve normlarına göre davranmaya mecbur bırakmak amacını taşımaktadır. Dünya birliği bundan ibret almalı, Ermenistan’a karşı baskıları artırmalıdır. Bu, beşeriyetin geleceği için çok önemlidir. Çünkü Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne karşı başka bir devletin askeri güç kullanmasına uluslararası birliğin bigane kalması, hukuki prensip ve normların üstünlüğüne dayanan mevcut dünya düzeninin ihlaline; uzun yıllar zarfında dünya devletlerinin zorlu çabalarıyla elde edilen başarıların heba olmasına; yasal uygulamaların ihlaline; sonu zararlı olabilecek başka olayların yaşanmasına neden olur. Bu amaçla Azerbaycan ve Türkiye tarafından uluslararası kurumlarda konu defalarca gündeme getirilmiştir. Bu yararlı işbirliği kapsamına, Azerbaycan ve Türkiye parlamento temsilcilerinin çok yönlü alanlarda, sıkı işbirliği faaliyetlerini de eklemek mümkündür.