Asla değişmeyen ve kıyamete kadar da değişmeyecek olan Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’deki 25 surenin 69 ayetinde Hazreti İbrahim’den bahsedilir. “Halil” yani “dost” olarak nitelenir o. Ve yine o tıpkı Hazreti Nuh gibi- özel yetki ve görevlerle donatılır.
Hazreti İbrahim döneminde ‘Babil’ ve ‘Ninova’ adlı, Allah’a ortaklar koşan iki büyük yerleşim alanı vardı. Babilliler, müşrik yani yıldızları ve putları Allah’a ortak koşan bir kavimdi. Onların bu inancına Sabiilik dendi. Onlar güneş, ay ve yıldız gibi gök cisimlerinin yanı sıra ruh ve melek olarak adlandırılan gözle görülmeyen varlıklara da tapıyorlardı.
Bir zaman sonra bunlara benzeyen hamur, toprak, taş ve madenden putlar yaptılar. Büyükçe olanlarını ‘puthane’ adını verdiklerini özel bir mekana taşıdılar.
Allah’a isyan ve ortak koşma noktasında öyle azgın ve sapkın bir hale geldiler ki devlet işlerinde ‘puthane bakanlığı’ diye bir birim bile kurdular.
Hazreti İbrahim, Yüce Rabbimiz tarafından peygamber seçilip işte bu Babil halkına gönderildi.