İbnü’l-Arabi’nin bütün eserleri gibi Fütuhat-ı Mekkiyye’ de soyut kavramlar ekseninde kurulmuş ve bir imkan veya ihtimalden söz eden bir kitap değildir. Fütuhat-ı Mekkiyye bir rical kitabıdır. İbnü’l-Arabi eserinde her neyden söz ediyorsa gerçekleşmiş bir şeyden söz ediyordur.
Her makam ulaşılmış makamdır, her hal yaşanmış haldir ve her mertebe ulaşılmış mertebedir. Makamlar ve haller sahipleriyle kaimdir ve ortada boşluk söz konusu değildir. Her makamın sahibi bir ‘adam’ vardır ve makam o adamla bilinir. Tasavvufu diğer nazari geleneklerden ayrıştıran en önemli hususlardan birisi haller-makamlar ile rical arasında kurduğu bu zorunlu bağdır.
Fütuhat’ı bir rical kitabı olarak okumamız İbnü’l-Arabi’nin maksadıyla uyumlu bir okuma olarak kabul edilebilir. İbnü’l-Arabi için ‘âlemde boşluk yoktur’ demek, sahipsiz makam ve hal yoktur demektir.