Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi, evrensel adı ile Nöroşirurji; yaratılan evrende, ahenk, armoni, estetik, balans ve san`atın en muhteşem örneğini temsil eden, sonsuz kapasite, cevher ve kabiliyete sahip olan, şahsiyetimizi oluşturan ve geliştiren konnektomumuzu barındıran, bir mücevher kutusunu andıran kafatası içerisinde muhafaza edilmiş beyin denen meçhule ve onun uzantılarına dokunabilme, o esrarengiz yapıya müdahale edebilme ve üzerinde değişiklikler yapabilme kabiliyetine ve yetkisine haiz olan, tıbbın sıra dışı bir branşıdır.
Bu mesleğin mensupları olan Beyin Cerrahları ise, galaksileri ve yıldızları izlemelerine rağmen onlara asla dokunamayan Gökbilimcilere, muazzam atom parçalayıcılarının buhar izlerinde Allah`ı hissedebilen ancak parçacıkları göremeyen, protonlara temas edemeyen, kuarklara el süremeyen Atom Fizikçilerine ve çifte sarmal DNA`nın, gen ve kromozomların hikâyelerini anlatan ve sadece bunların fotoğraflara düşen gölgelerini izlemekle yetinme mecburiyetinde olan Moleküler Biyologlara kıyasla, çok imtiyazlı ve haklı bir gururun temsilcileridir. Zira onlar, o müstesna "Beyin"e dokunabilmekte, ve hatta üzerinde işlem yapabilmektedirler.
İşte bu sıra dışı ve ilahi vazifeyi, o Yüce Yaratan`ın izni ile, deruhte etmemiz ve gerekli tecrübeyi elde edebilmemiz için, beden ve özellikle "Beyin’lerini ellerimize ve parmaklarımıza emanet eden, kendilerine minnettar olduğumuz hastalarımıza bir vefa borcu olarak "Ah Bu Hastalar!" neşredilmiştir.