Zehra, genç Cumhuriyet’in toplum tahayyülüne uygun idealist bir öğretmen olarak Anadolu’da bir kasabada görev yapmaktadır. Onu tanıyanlar üstün meziyetlerini saya saya bitiremezler ancak tek bir eksiği olduğunu ifade ederler: Acımak duygusu. Peki ama Zehra Öğretmen neden kimseye acıyamamaktadır? Türk edebiyatının büyük çınarı Reşat Nuri Güntekin, Acımak’ta, duyguları ile mantıkları arasındaki dengeyi tutturamayan insanların hikâyesini anlatıyor. Memleket manzaralarına yer verilen hikâyede kişi ile toplum yapısındaki uyumsuzluklar bir baba-kız hikâyesi üzerinden resmediliyor. Meşrutiyet yıllarından Cumhuriyet’in ilk dönemine uzanan roman, anlatım tekniği ve sıra dışı kurgusuyla da özgün bir yerde duruyor. Güntekin, roman boyunca Mürşit Efendi ve Zehra Öğretmen’in hikâyesinin arka planında; bürokratik yapının getirdiği sıkıntılar, Anadolu insanının geri kalmışlığı, ahlaki erozyon ve nihayet bunun aile yapısına yansımaları gibi pek çok toplumsal soruna da temas ediyor. Reşat Nuri Güntekin’in nefret ile sevmek arasındaki ince çizgiyi ustalıkla tasvir eden ölümsüz eseri Acımak’ı, Livaneli kitaplığı içerisinde ve gözden geçirilmiş bir basımla okurun ilgisine sunuyoruz.