Everest’e tırmanmadım hiç ya da kimse beni kaçırmadı, bir Hollywood filminde de oynamadım. Pulitzer O?du?lu? kazanmadım. Kanseri de yenmedim. Ayrıca oldukc?a huzurlu bir c?ocuklug?um oldu ama ben de yas?adım ve yıllar ic?inde, burada sizinle paylas?mak ic?in bir su?ru? s?ey topladım. Birc?ok hika?ye yazdım. Şimdiden yirmi beşten fazla u?lkede yayımlanan on bir kitap yazmıs? olsam da hic?biri gerc?ek anlamda benim olmadı. Ama bu o?yle bir kitap, sadece bana ait. Bir roman yazarı olarak karakterlerimi du?nya ile paylas?ıyorum. I?lgimi c?eken kurgu u?ru?nu? insanlar hakkında hika?yeler uydurabiliyorum. Bu iyi bir s?ans. Onlara kızıl veya kahverengi veya platin sarısı sac?lar verebilir, Seattle’ın Pike Place C?ars?ısı’nda bir c?atı katı dairesinde veya Gu?ney Pasifik’teki bungalovlarda yas?amalarına izin verebilirim. Hayatları bir enkaz haline geldig?inde gu?lmelerini sag?layabilirim. Onlara bu?yu?k as?k hika?yeleri ve mutlu sonlar verebilirim ve bunu her zaman yapmasam da bunu yaptıg?ımda hos?uma gidiyor. C?u?nku? du?ru?st olmak gerekirse mutlu sonlar hos?uma gidiyor. S?imdi de kendim hakkımda yazıyorum. Bu tuhaf bir duygu ve biraz da korkutucu c?u?nku? sahnede ben varım.