21. yüzyılın en büyük krizi iklim değişikliği sorunu gün geçtikçe her alanda kendisini daha fazla hissettirir hâle geldi. Türkiye’de her geçen gün artan obruklar, yağışlardaki sıklık ve şiddet artışı, kentte ve kırda ölümlere neden olan seller, sıcaklıklardaki aşırı yükseliş, ekosistemdeki anormallikler, sahillerde beklenmedik canlı türlerindeki artış, tarımsal üretimdeki tükeniş, kuraklık… Bilimsel verilerle, raporlarla, uluslararası çalışmalarla tartışmasız hale gelen iklim değişikliğine karşı uluslararası faaliyetler 2020 yılından sonrası için yeni bir anlaşma oluşturdu, *Paris İklim Anlaşması*…
Artık iklim değişikliği yerine sorunu daha net ortaya koyan *iklim krizi* ifadesi kullanılıyor.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü’nden sonra uluslararası alanda en geniş katılımla kabul gören Paris Anlaşması iklim krizi sorununa sadece sera gazlarını azaltma çabası değil aynı zamanda *uyum* yaklaşımını da ete kemiğe bürünmesini sağladı.
*İklim değişikliği kaynaklı afetlerden korunabilir miyiz? *İklim değişikliği kaynaklı afetleri erkenden öğrenebilir miyiz? *Türkiye iklim değişikliğinden nasıl etkileniyor? *Uluslararası anlaşma ve toplantılardaki son durum ne? *Paris Anlaşması’nın içeriği ve ön görüleri neler? *İklim değişikliği kaynaklı afetler ve etkileri hangi boyutta? *Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadele ve uyum konusundaki çalışmaları neler? *İlk defa bir anlaşmada (Paris Anlaşması) yer alan *kayıp ve zararlar* konusunun içeriği nedir? *Türkiye’nin iklim değişikliği kaynaklı kayıp ve zararı azaltması için ne yapması gerekir?
Bozoğlu, en güncel bilimsel verileri çarpıcı olaylarla ortaya koyarak bütün bu sorulara açıklık getiriyor.